tutkulu
bir bakış yükseldi ay’a
buz
rengi aylalar yayıldı
evrenin
buğulu gözlerinde.
dönerek
dans ediyordum
kendi
çevremde dönmemden
var
oluyordum;
ay’ın
çevresinde dönmeye çabalıyordum.
uzakta...
bir yıldız, bir yıldızı öpüyordu
saçına
sırma kuyruk yapıp
titrek
okşayışlar diziyordu;
el
sallıyordum. ağlıyordu?..
aylalar
döndüğünde vakit geç olmuştu
hâlâ
dans ediyorduk.
çok
güzeldin
sana
dokunmak istiyordum
okşamak
belki
belli
mi olur; öpmek biraz...
saçın
unuttuğum rengine dönmüştü
eve
geç kalışına dair
yalanlarımızı
telaşla eşelediğimiz renge,
tenine
sinen yosun kokusunu
nasıl
gizleyeceğini düşündüğün,
o
barınamadığın cenneti ilk kez gördüğün renge…
çok
güzeldin
saçın
unuttuğum rengine dönmüştü;
elimde
yeni uyanmış bebek ensesi kokusunda
bir
gül:
ay’ın
çevresinde dönmemizden
aşk
oluyordu!
bir
gül iskeleti
ve
isyankâr bakışlar düştü karanlığa
ayaklarımın dibine kuyruklu yıldız yağıyordu;
gözleri pırıltısız
dudaklarında soğumaya yüz tutmuş vedalar...
ay?..
ay yoktu!
sönmüş yıldızlarla birlikte dönüyordum;
esrarengiz bir
yörüngede.
Hakan İşçen
(Buğu ile Çizgi Şiir Kitabından)