Diyorum, kendi kendime, hafif sesle:-kirli şeyleri unutmalısın.
Boş ver şimdilik, söylerken söz ölüyor.
Sonra bakıyorsun hiç kimseden, hiç kimseye esmiyor rüzgar,
İçimize-dışımıza ve acıya inat şairin adı üzerinde
kırılan sular kan oluyor, ciğerimizi dolduruyor.
Şiirin, Şairin gücüne-hala- inanlardanım. Şair dostlarım
bu görüşümü her ne kadar (özellikle
bu günlerde) benimsenmeseler de.
Küskün kaldırımların adı olsa da şiir, elin maskarasının maskarası
olsa da, şırıltısı hala yakın düşüyor şiir sularının.
Şehrin büyük yalnızlıklarından sıkılsam ne çare?
Benim derdim bol gömlekli yaz derdi-özlemidir.
Gecenin en olmadık yerinin sızlaması gibi.
Oysa bak işte hayat devam ediyor.
"Biz biliriz birbirimizi" der eski dostum, ben ilave ederim:
hiçbirzamansöylenmeyeceksözlerikırarımkantaşıyla!
hani camın önündeki ekmek kırıntısına konan, belki ona sormalıyız
Bilmemize rağmen ya da tutalım ki
hiç bilmiyoruz, senin rengin ne?
Bana-bize yeni bir şey anlatır mısın sevgili karga?
Bu "kaynakları çoktan kurumuş deniz yalnızlığı için söylenecek en
dokunaklı
şarkı olurdu" gibi bana göre sıradan bir cümleye bile sığmayacak
tutkulardan geriye kalan önemli bir parça olurdu.
Edip Cansever voltajında, akım gücünde bir yanıt gerekiyor, oysa karganın dili yok!
Dili var, biz çözemiyoruz!
kurumuş yaprakları kessen
sözgelimi tırnaklarını yemesen
akşamları erken yatsan iyi olur…"
Edip Cansever-Çiçekleri Sulasan şiirinin giriş bölümü
(tamamını ezberlemediğim için yazamadım Edip Cansever'in büyük ruhu kusura
bakmaz umarım, kitap yanımda değil)
Bu günlerde-gecelerde "erken" yatıyorum, doktorum önerdi,
aşkların yalnızlıklara benzediği bir kentten bir kente giderken
oluşan anıların rengine dalıyorum sanki…
Diyorum ki o anıları nereye bırakılmalıyız?
Üstelik böyle bir emanetçimiz varken.
Yeniden ayrılık türküsünü söylüyor gece kuşları-kulağıma
şehir hatlarının bütün vapurları yaşlanıyor zihnimde,
kibritim nem kaptı bu günlerde sevgili...
o deli, divane şulesi inan ki yok artık.
gerçeğin yüzünü, zamanın anlamını anımsamak istemiyorum bu günlerde.
omuz başında hep bir cellat gölgesi taşıyıp, iplere serilmiş, kim
yenilmiş yanımı....korkuyorum bu kez.