"Meryem
Ana ve Berfo Ana" B.D E.MAG NO: 5. Söz konusu "kavramsal"
makaleyle ilgili yazarın kendisi sevgili Lütfiye Bozdağ dostumuz bir açıklama
notu geçti deftere, E.Mag'ı yayınlanmadan önce "Praksis" dergisinin
makaleyleyle ilgili görüşünden bilgimiz vardı, yazıyı neden reddetiklerine
dair, ama Lütfiye Bozdağ'ın verdiği bilgiye göre(açıklama altta yer alıyor),
yazıya bir ikinici "kıyıcı" çıkış da "e skop” / internet dergisi üzerinden gelmiş. “Kıyıcı” sözcüğünü
itinayla ve de üzülerek kullandığımızı bildirmek zorundayız. Yazının
yayınlanmamasına( defter’de yayınlanmadan önce) verilen bu komik tepki ve
sıralanan gerekçeler, aslında yayın ortamımızın içinde debelendiği algıda
seçicilik ve örtülü dehşet sansüre de işaret ediyor. Praksis dergisi sırf
yazının bir yerinde düşünür M. Foucault’dan
alıntı yapıldığı için(ad, kaynak verilerek üstelik) yazıyı reddetmesini
tartışacak bile değiliz, çünkü ne Foucault böyle eleştirilir ne de böyle bir
tavrı hak ediyor, asırların düşünce düzlemi hürmeti de buna izin vermez.
Foucault eleştirilecekse oylumlu bir çerçeveye alınarak ve de karşı çıkış
noktaları sıralanarak, makul teorik gerekçeler sunularak yapılmalı, histerik
çıkış ve önyargı hemen –derhal bir tepkisellik bütün edebiyat- sanat ortamımızı
içten kemiren bir garip hastalığa dönüştü. Ama iş “e skop”- e gelince, orada az
biraz durmakta yarar var. Çünkü L.Bozdağ’ın
açıklama yazsında e- skop’dan gelen tepkiyi okuyunca cidden insanın
yüreğini bir sızı kaplıyor. Üstelik bu tepki öyle sıradan bir öbekten gelmemiş,
ürettikleriyle, yayınlarıyla düşünce kulvarımıza katkısı olan bir oluşumdan
gelmesi şaşırtıcı, sadece şaşırtıcı. Açıklamasına, ayrıntılı biçimde tek tek
görüşlerimizi de bildirmemize gerek yok, durum ortada. Tuhaf, oldukça düşündürücü bir “İkonoklast”
durumla karşı karşıya kalmak da sanat tarihinin garip cilvesi! Bu kez
kırılan “kalp ve ruh resmi” Berfo Ana’dır! Ya da sil baştan, “sanat’ı” yeniden tarif et! Birisi praksis diğeri e skop;
gel gör ki işin gerçek “Practice” ve “Scope” ı çok fena çatırdıyor dostlar! /
defter
Lüfiye Bozdağ’dan gelen açıklama yazısı:
“Bu makale ile ilgili aldığım
eleştirilerin çoğu neden Meryem Ana ile Berfo Ana’yı karşılaştırdığım idi. Biri
dinsel bir kahraman diğeri sivil bir kahraman.
Neden Meryem Ana ve Berfo Ana arasında anaoloji kurdum,
açıklamaya çalışayım.
İkisi de kadın
İkisi de ana
İki kadın da evladını kaybetmiş ve evlat acısı yaşamış
İki kadının da evladı iktidar tarafından öldürülmüş.
İki kadının oğluna da topluma gözdağı vermek için uygulanan
bir biyoiktidar söz konusu. Bedenlerine acı çektirilerek uygulanan iktidar, iki
bedenin de ölümüyle sonuçlanıyor.
Ayrıca, Meryem Ana sanat tarihi boyunca, evladını kaybeden tüm
anaların sembolü olduğu için Meryem Ana’yı seçtim. Picasso, Guernica’da
Pieta’ya (kucağında ölü İsa'yı tutan Meryem'e) gönderme yapar, bunu da
makalemde belirttim.
Bu makaleyi yayınlanmak üzere gönderdiğim bazı dergiler
olumsuz eleştirilerde bulunarak kabul etmediler. Bunlardan biri olan Praksis
dergi, yazıda Foucault a referans verdiğim için yazımı postyapısalcı olarak
nitelendirerek, bunun praksis derginin ilkelerine uymadığını söyleyerek
yayınlamadılar.
e-skop dergi ise bazıgerekçelerle yazıyı yayınlamayı reddetti.
Bu gerekçelerden birini bir alıntıile belirtmek gerekirse şöyle:“Yazınızı
Michelangelo'nun Meryem Ana tasviri ile bir Cumartesi annesinin
karşılaştırılması oluşturuyor.Burada iki farklı düzene ait unsurlar arasında
analoji kurulması söz konusu. Böyle bir benzerliğin kurulmasında sakınca yok
elbette. ancak yazıda ellerin duruşu, yüz ifadeleri vs. üzerinden detaylı bir
ikonografi analizi yapılmış, Berfo ana sanatsal bir temsil, bir heykel veya
ikona değil, gerçek bir kadın olduğu, bir sanatçıtarafından şekillendirilmediği
göz ardı edilmiş...”
defter’in notu: Defter’e sansür sökmez! Kimsenin
ama hiçkimsenin gücü buna yetmez, bugüne kadar ve sürdürdüğümüz yayıncılıkta defter tüm
renklere açık olmuş ve “sözü” olan hakikat erbabının yanında yer edinmiştir.