Borges Defteri:Edebiyat-Plastik Sanatlar-Sinema- Müzik Eksenlidir...



Balmumundan Bir Anka // Gökhan Arslan



sen kahverengi bir masada bırakmıştın gözlerini, ben kıyısız

bir şehrin sıkıntısını doldurmuştum valizime. uzakta, hiç
görmediğimiz bir yerde, kalkıp denize yürümüştü yaşamdan
bıkmış bir dalgakıran.

yaz gelmemişti henüz. yoksa dokunmadan mı geçmişti vazoda
yalnızlığın kuruttuğu kırçiçeklerine? ayaklarım gitmenin
acemisi, ortalıkta mis gibi bir sabah kokusu. içimden söylemiştim
ama duymuştun; kırlangıçlar ağızlarında taşıdılar sana sakladığım
bütün sözcükleri.

meleklerin uğramadığı yer demiştin, gölgesi kaldırımlara düşen bir
çınarı göstererek. kenarlarına çiçek resimleri çizilen bir ilkokul
defterleri gibiydim yanında. sırtlarında küçük güneş kırıntıları, ateş
karıncaları geçmişti ayaklarının altından. yüzüne baktıkça
genişlemişti evren, akmayı yeni öğrenmişti su.


uçarken ağaçlara takılan bir kuş vardı kalbinde. kalbinde ağzını
gökyüzüne açan taylar. usulca akıp gitmişti gün, boşluğa aşkı
çizen parmaklarının arasından. biraz daha yaklaşmıştı birbirine
kimsesiz binalar.

sen balmumundan bir anka yapmıştın kendine, ben legolardan
bir karasevda.

gözlerine bakmıştım; kıyıdan midye çıkarıyordu çocuklar.

Gökhan Arslan


ÇAĞDAŞ IRAK ŞİİRİ // Yousef El Sayigh // POETIC MIND & B.D


Poetic Mind Turkey

Irak’ın büyük şairi Yousef El Sayigh defterin konuğudur, Onun şiiri, varoluşu adeta acı ve keder dolu bir coğrafyanın ses bayrağıdır. Türkçeye ilk kez aktarılıyor, özellikle Pencere ve Kabus adlı şiirleri hüznün soyut resmi gibidir. Yeryüzü şiir girdaplarındaki seyrüseferimiz devam edecek. Dilimize hiç çevrilmeyen yeryüzü şairlerinin pak adlarını şiir girizgahımıza çiy damlası misali hatırlatmaya devam edeceğiz. / Poetic Mind –Borges Defteri


Pencere

İki yıldır penceremi içimde taşıyorum
Ve yeryüzünü dolaşıyorum,
Ve seni arıyorum,
İki yıldır
İki gözüm senin için
iki pencereye dönüştü.



Kabus

Bu geceki
Kabusun özeti:
Bir masa
Bir şişe
Otuz kadeh
Ve otuz başsız adam.



Akşam

Her akşam eve vardığımda
Hüzün kışlık paltosuna bürünür
Gölge gibi peşimden gelir
Attığım adımları takip eder
Nerede otursam oraya oturur
Eğer ağlarsam, benimle beraber ağlar
Gece yarılarına doğru her ikimiz yorgun düşeriz
Hüzün mutfağın yolunu tutar
Buzdolabının kapısını aralar,
Kararmış et parçasıyla yemek yapar.



Yeryüzünün Sonuna Doğru


Dilsiz bir adam
güzel bir kadınla buluşur
Adam tebessüm eder
Kadın da tebessüm eder,
İşaret eder, kadın da işaret eder
Yol alır, kadın da peşinden gelir
Birlikte yeryüzünün sonuna varırlar
Adam tedirgin olur ve kendi kendine sorar:
Dilsiz olduğumu anlayabilecek
zaman gelmedi mi?
Kadın yanındadır ve  bekleyiş sürer,
O da kendine sorar:
Dilsiz olduğumu anlayabilecek
zaman gelmedi mi?

Şiirler: YOUSEF EL SAYİGH
Arapçadan Çev. Poetic Mind


Hallac-ı Mansur...// Ahmet Ada


Hallacı Mansur Hamuş

sonra çiçek olur dünya, yazdır
yürür gider Mansur sokaklar boyunca
sığmaz kendine sakalları vardır

bir kuş, birkaç kuş konar omzuna
aşk cephesindedir ruhu dünya kadardır
kanar gider inancı yaz ortasında

külünün Dicle’ye savrulduğu söylenir
suretidir savrulan, kendi yaz göklerinden
çıkar gelir

küller ağaçlar ve kavak ağacı
zindandadır, konuşur düş kuran gözleriyle
Hallac olan taşın ağzı

güzeldir suyun gözü, kan yazan ele karşı
her çağda bir Hallac-ı Mansur vardır

yürür gider yaz göklerine
hırkası tenhadır .
AHMET ADA


Orestes Sıkıntısı..// Sufi.





Lam

Zıpkın mürekkeptir ruhun ıssız topraklarını avlayan
Saplandıkça büyür acı
gülümseyen filizleriyle sermestliğin
Dudak boraları, bellek boyaları
Beklemenin ıslak umudu
İntihar serenatları dağın etekleri altında
Uçurum sayan bıçak atlayışları ayrılıkların
Ve yine umut yapraklarına tamlayarak ağlayan göz,
kanat ve yine kan at titreşen beynime ey sevgili.
Çığlıkların uçurumu acıda
Üşüyen kemikleri yalnızlığın
Ve uykumun derisini soyarak bütün
çıplaklığıyla sese ses veren,
Mülkün tek sahibi de sendin oysa.
Bunlar da kim ve im ey dost?
Bağlanmışlar destansı dünyaya!
Kasırga aydınlığı mülküm,
bitmeyen isyanım andım olsun.


Mim

Baş ucunda kim var?
Ey boyunbağı aşıkların güz lekesi,
ey yüreğinde
asılı ömür yarası
ve ey imgelerin İsrafil’i
sürgün kelebek
Geldin şimdi;
geldin ve
Orestes sıkıntımın kısık sesi oldun.


Nun

Kaldığıma mı, sana kavuşamadığıma mı yanayım?
Aşk mı yaşama
Yoksa yaşam mı aşka yenilir?
Katrenin yüze dokunduğu anı anımsa
Simsiyah gülümsediğini..
Unut, unut ki sararmasın parmaklarım
Anıların masal
Masalların nağme olduğunu.

Sufi.
2012. Portekiz


Nagisa Oshima'nın ardından..// Borges Defteri


Nagisa Oshima borges defteri

“başkaları
senin söylediklerini duyar
ben ise söyleyemediklerini..” (Japon Haiku'larından- çev. Poetic Mind)

Kışkırtıcı, Şair ruhlu Yönetmenin Ardından..

Japon ve yeryüzü yeni dalga akımının münzevi ve dahi yeteneği yönetmeni Nagisa Oshima 80 yıllık verimli bir yaşamın ardından sonsuzluğa uçtu. Sinema tarihinin unutulmaz yapıtlarına imza atan Nagisa, Japon yeni dalga akımının öncü isimlerinden sayılırdı. O akım ki hiç kuşkusuz sinema tarihinin en parlak sayfalarından sayılacak. Avrupa ve özellikle Fransa’dan önce çok radikal ve aynı anda sert bir dönüşümün habercisiydi. 1976 yılında New York film festivalinde gösterimi yasaklanan Ai No Corrida, bütün sinema severler tarafından bir Eros –Thandos düzlemi olarak kabul edilir ve sürükleyici öyküsü, yaşanmış bir öyküden hareketle düş-gerçeklik köprüsünü ve dengesini havaya uçuran bir yapıt olarak belleklere kazınır. Oshima’nın “Aşk ve Umut Kenti”; “Duygu İmparatorluğu” ve Ko Nakahira’nın “Vahşi Meyveleri” filmleri Yeni Dalga Japon sinemasının başlangıcı sayılır. Kimi zaman Oshima’nın kullandığı sinema dili Godard’la paralellik gösterse de aslında birbirinden apayrı bir menzile doğru süzüldükleri çok sonralar fark edilir. Çünkü Japon yeni dalga akımı çok daha “uslanmaz”, ele avuca sığmaz ve terim yerindeyse “sert ve uzlaşmaz ” bir rüzgar estirdi. Belki de Japon toplum yapısı, tarihten gelen gelenek esintileri, söz konusu yönetmenleri daha radikal bir  anlatım diline yönlendirdi. Oshima’nın bütün ilk evre filmleri tartışmasızca birer baş yapıttır. Sonraki dönemlerde bazı sinema eleştirmenleri Oshima-Godard-Fassbinder’i  yeni kuşak sinema üçgeni olarak adlandırırlar, haksız da sayılmazlardı. Onu “Kızıl yönetmen” olarak adlandıranların elbet ki bir politik gönderme yapmadıkları da açıktı, çünkü kırmızı onun en çok sevdiği renkti. Filmlerinin temel taşında gezinen cinsellik, sevgi, ve suç çemberi, onun sinemayı tanımlamasına da yansır ve aslında film yapmayı bir çeşit “suç işlemek” olarak görüyordu ve bunu da açık açık dile getiriyordu. Aynı eksendeki bir soruya şu yanıtı verir: “Film yapmak suç işlemekle eşdeğerdir, siz tek başına çok kolaylıkla suç işleyebilirsiniz, ama gizli ve toplu bir eylem için çok zorlu bir süreç var karşınızda.”

Evet, Oshima, sinemanın bu sert çekirdeği yok artık, uzun ve sonsuz bir yolculuğa çıktı, Hiroşima’nın ruhundan beslenen çağın önemli sanatçısı, Haiku yurduna göç etti. Uzun süre önce beyin kanaması geçirdi ve sonunda perdeyi indirdi, son zamanlarda ve hasta yatağındaki beyini sanki filmlerinin ortak zemininin rengi gibiydi: kırmızı! Harika bir beyin, fırtına kapanı, kızıl- kan kırmızı bir rüya...

Borges Defteri


Independent Literature Journal (Portal) from Turkey

***


Link:

  • FELSEFE NOTLARI
  • 2-felsefe-notlar
    Felsefe Notları; Akşamın sisiyle şafağın ışınları arasındaki ses. Herkes için, Kimse için !

    ***


    P.E.N/TURKEY

    ***


    Hür Yumer
    1

    ***


    ÖMER SERDAR
    mer-serdar

    ***


    ORUÇ ARUOBA
    oruc-aruoba-yasamini-yitirdi-737945-5

    ***


    artist-15
    Enis Batur
    "Benim burada durduğuma bakmayın genç yoldaşım: Burada değilim ben artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı, ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu..."-E.B

    ***


    Leon Felipe
    batuhan-alpugan-leon-felipe1

    ***


    ***


    TELGRAFHANE,SANAT
    Sanat ve Edebiyat

    ***


    MURAT GÜLSOY
    Murat GÜLSOY | 602. Gece [Kendini Fark Eden Hikâye]

    ***


    ÜÇ RENK
    Üç Renk: renkler, düşler, farklı bir deneyim ve üretim!..

    ***


    Kerem Kamil Koç(SubCulturia)
    kkk
    SubCulturia:"New Media Theory Group" Projesini destekler..."

    ***


    Oğuz Atay/Arşiv
    o-uz-atay
    Oğuz Atay / Arşiv (Borges Defteri'nin bu arşivde yer alan önemli belgesi. İlk kez "defter" yayınladı bu belgeyi)

    ***


    Şair Çalışıyor/dergi arşivi
    Şair Çalışıyor/Dergi Arşivi

    ***


    Şiir Penceresi
    "Bir başka bakmak için..."

    ***


    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi
    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi

    ***


    ***


    Mustafa Nazif Fotoğraflar
    Sanat-Fotoğraf

    ***


    "Biri Dergisi- Mustafa Ziyalan
    Sanat-Edebiyat

    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***