Borges Defteri:Edebiyat-Plastik Sanatlar-Sinema- Müzik Eksenlidir...



Fikret Şiiri..// Salih Aydemir



fikret şiiri
susmak, aşk olsun dillerin toprağında


ah, ince derin şarkılara
bir fikret güneyden aşkı dillendirir
dilini çevirir kapıların

ah, kalın suskun şarkılara
dillere verin ışıksız gözlerinizi
şiir nasıl olsa dolduracak içimizi

salih aydemir

*fikret demirağ ağabey, kırk üç gün daha bekletseydi ölümü aynı günde yeniden doğardık


Günebakan..// Ela Dincer



" "amaç sensin", diyorsun,
o zaman nereye koşuyorsun?
sonra "o, sen demektir" diyorsun!
ama sen sakın "ben" deme:"hep sen diye söyle"
"...- (Hamuş)

(ay-ın yüzündeki...
giymeye kimsenin cesaret edemeyeceği o fırtınalı hırka...
uzak bir ülkenin göğündeki gecenle sen hep kısa bir imza...
bir karıncanın adımlarında ben uzun upuzun aldanış...)


nesin ey parlak ay, diyorum ki nesin,,,ne nesnesin kendi varlığı ile
yetinen,,,ne sıkışmış kumların zerresisin. aylara böldüğüm
ömrümün neresindesin...ilk nedenlerden söz eden sırların son harfinden
alfabe türetiyorum göklerin ve yerin uzunluğunca.
ay-naların sırrına sırtımı dönüp
kendimi gecenle aldatıyorum ki bitip tükenmez bir kirlenmeye bulaşan
dünya yuvarlak değil diye diye çığlığıma bastığım o sonu gelmez
hıçkırıkların sıra dışı baş harflerinde
toprağa gömdüğüm
-bir ocak- sevdasının izlerini yok et diye yalvarmayacağım artık
unut beni diyecek kahverengiliği avuçlarken
göz kapakları ile göz beyazlığı arasından ki yılımı deviren
ay-ların seninle hiçbir dostluğu kalmayıncaya dek bakıp
duracağım .ocakta. başlayan .bir. yeniden ölümlerine onun.

ay-aklanmaları sinesine çeken bir gökkuşağının altında
bekleşen sırlara güven duymadığını bile bile
sen diye başlayan hiçbir şeyi unutmayacağını bilmeden
seni ay-ıklamanın ellerime bulaştırdığı renge dönerek yüzünü
günebakan çiçeği ezberimde ve durmaksızın s-ay-ıklamalarımda
ve ay-madan kendime dönüşlerde sarılanan
bir kavşağında ve işte tüm seçeneklerin sonund-ay-ım

ey parlak ay.
gördüm dedindi hani o çimenlikte parıldarken sen koruluğun orda
hani bir çocuk göğsünde balon şişirilmiş nefesi ile...dedindi hani o
çocuk yudumladıydı en berrak bakışı ile tepsinde sabahlayan zehrini hani
masallara ay-ıplanarak topal bir kertenkele gibi gidiverdiğini hani...

şimdi parlaklığının seni bırakıp bana yol olduğu karanlığında gecenin
nerdesin ey ay...hani dedimdi sana kafiyene gizle beni ve gizlendiğim
yerlerinde açık mı gözlerin.
yeter mi görmeme düşlerin.
vurduğum tokmakların acıdığı yerlerde hani o çocuk düşlenecek dedindi sen. Düşlenip yasaklanacak.
ey ay
yasanın iklimsiz bıraktığı korunaksız koruluklarda karanlığına
sığındığım ay-feri...fersiz gözlerden söz eden o eski dile bir cümle-alem
ekleyip bırakma seni günün koynunda.
döne döne dinlene yüksele baka baka dinle
uzaklardan n-ey sesi geliyor aç göklerini ve dinle ey ay
yükseğinden yoksun bırakma kendimi bildim bileli buralarda hep o eski şarkının söylediği
nakaratlara nota olan bir anahtarın kilitlerini asıp korunaklı koruluklara o çocuğu bir başına bir balonluk nefeste ve neysizlikte bırakan bu
karanlık cümlelerin zamanını senden uzaklaştıran nesneleşerek yok olan
yabancılığında dünyanın bırak
senin ışığını yudumlamakla sarhoşluğumu dindireyim bu
göklerdeki yağmurun
dur durak bilmeyen yağmayışını toprağına ve bileklerine.

“biz yükseklerdeniz, yükseliriz” diyen rumi’nin
çığlıklarını p-ay edip göklerime sana dönen yüzümün incinen karalarına ay-ak basan kürekçilerin en olmadık zamanlarda boğulmalarını nasıl ama nasıl anlatmalı da bu sesle
yükseldikçe parçalanan bulutların arasında kaybolmalı ey ay...ne
diyordu Rumi “biz oradan buradan değiliz, yersiz, yurtsuzlukta yol
alırız” yolumu yoluna eş ettiğim gecenin siyahı bölen beyazlığında nokta
mısın bitişlere çağrılı...oradan buradan değil ışığından yoksun bırakma
gözlerimi delip geçen o öykülerin bilmem kaçıncı sayfasında savaşa hazırlanan savaşçıların kılıçları ile ikiye böldürme günümü
sana adamanın zamanı mıdır...

sinsiceliğin yer ettiği yer üstü cenneti ve göklerde cehennem
tasvirleri ile ateşlere atılacağını uman koşusuz yolsuz düşsüz çoğulluğun
sıkıldıkça derimi geren sözlerinden tef yapmalı ve ay-aklarının altından bir çırpıda çelip toprağı köklerime vuran kahverengiliğinde demlenmeli işte ne varsa...daha ne olsun ki!!!

(endymonu s-ay-ıkladığını duyduklarında tanrıların yeri göğü
inleten öfkesi
sen kapa gözlerini ve gölgeni latmos dağı yamaçlarına...)

Ela Dincer


1+1: Şiir..



VE DEDİM Kİ

Ve dedim ki, de
Dilimle unuttum olasılıklar öncemi
Bellek kaybımın suçlusu
cogito ergo sum
Artık bir yanardağ misali var kusuyorum
Yekparem ağlayarak dağılıyor
Bir zaman ve mekan düşü bilincim
Eylemlerdeyim uykularımda
Zamirlere bölünüyorum
Unutuşumun adı Gerçek
Cahilim ve ürkeğim
Gerçekten uyanmak istemiyorum
Serap sevincim ağır basıyor
Gerçek düşüm tuz buz olmuşluğun
tanıklığı oysa
Kimin vaazı uyanışın soğuk
nefesi
Gözlerim ışık körü
Geçmişimin kapısında Azrail nöbet
tutuyor
Anılarımın bekçisinden kaçıyorum
kendi tutsaklığıma
Gerçek teselli ediyor
yarımlığımın sezgisini
Her aşk kısa bir silkinme
Her sevişme bir anımsama
kıvılcımı
En derin acım en yüksek hazlarımda
Sus ki, hatırla

Çağlar Tanyeri


* * *

Sonra Sana Baktığım

toprak yumuşuyor!...

çözülür ağaçtan akan suların gürlemesi,
dinlenir...

yağmur ormanında kıstırılmış kedisin
büyümeyi unutmuş...
durup bir daha bakıyorsun ak kızıl otlara, kokuya...

bana sesimi ver diyen orman gülünç
o hüzün farklı bakıyor artık kendine
taşlarda büyülü sözler, uğultulu renkler...

görmüyorsun
yansına baktığın
suyun doğurduğu inciyi...

betondan ve kablodan evlerde yalnız...

dağ büyür her gece ay için
gölge yoksa ses kendine bakar

bilmiyorsun
gözlerimi değiştiriyorum her sabah
okul yolunda annelerle...

güneş kadınları balkona çıkarıyor
aklında gençliği, biraz sonra gelecek sevinç,
nedensiz sevinç...

ben kendimi başka buldum
yazınca unutulan söz

beni çok unuttuğun.


Doğan ERGÜL
(defter arşivine emanet ettiği şiirlerden..yazılış tarihi:Mon May 9, 2005 1:52 pm)


Bir Güz Sabahı..// Ferit Edgü





Bir güz sabahı kalkıp
/İçimde yaz günlerinden kalan bir sıcaklık/
Çektim kalemi kağıdı önüme
Baş köşeye adını çizdim
O güzel adını A ile başlayan
Çekik kara gözlerini
Ve duruşunu sabah aynasındaki dudaklarının

Sonra yazmaya başladım
Yaşadığımız günlerin tarihini
Anımsanan anları
Kalan tortuları
Çilenin çekimini
Bunaltının albastısını.

En sonunda gene
Dayanmak korunmak sürdürmek için
Elif'i çektim eski yazıyla
Aşk alfabesinin ilk harfini
Boş sayfanın ortasına

Ferit Edgü


UNDERGROUND POETIX / 7. SAYISI :: ÇIKTI!..



Çağrı Erdem
Mete Avunduk
Henri Michaux
KATHY ACKER
ERNST JANDL
Joy Division üyelerinin gözünden Ian Curtis'in son günleri
Seni Görmem İmkansız Röportajı
Vladimir Mayakovski
Siyah Adam Müziğini Geri Alır: Özgür Caz
Allen Ginsberg ve Haiku Şiirleri Üzerine
Allen Ginsberg Haikular
YEMEK SERGİSİ
Steampunk
Jack Kerouac & 60’lar – Ortadaki Bippie
Richard Brautigan
Özge Şenoğul
FIGHT CLUP & BEAT
Benim Madame Bovary’m Truman Capote Ayşe Ece
ALAN MOORE
Irvine Welsh
erotik/pornografik fotografi
Kurt Vonnegut
David Amram
Ted Joans
Douglas Adams: İlk ve Son Kayıtlar
Şiir Çetin Yılmaz
Çizim Melike Kılıç
Henry Miller
Mehmet A. Öztekin
Kahve, Düzensizlik ve Jim Morrison, Ülkenin Başkentindeki Beatnik Şairler
[Hip] Kahve Evleri’nin Unutulmuş Tarihi
Dilan Bozyel
Tuli Kupferberg
JOHN F. BARBER RÖPORTAJI
D.H. Lawrence
Altı Japon Romancı(HIROSHI NOMA, OSAMU DAZAI, YASUNARI KAWABATA,YUKIO MISHIMA, SHOHEI OOKA, JUNICHIRO TANIZAKI)
Colin Wilson Angry Young Man
Kültürel Devrim ve Edebi Kanon Amiri Baraka
BEAT JENERASYONUNUN ÖLÜMÜ
Gençlik Altkültürü
PUNK’IN GERÇEK BÜYÜKBABALARI
İNDEKS


Dili Yıkmaya Çalışan Kadınlar..// Hamid Farazande



Fichte, 1794'te hâlâ tazeliğini koruyan bu cümleleri yazmıştı:

"İnsanların özgürlüğünü benimsemek istememenin anlamı, insan özgürlüğü felsefesini algılayamamaktır. Bu da yaşayan insanlarla özgür bir toplumu oluşturmaya eğilimli olmadığımızı, onları, sanki hayvan mışlar gibi, istila altında tutmak istediğimizi gösterir. İşte tam burada kendi toplumsal eğilimimizle ters düşeriz. Toplumsal eğilim? Hangi toplumsal eğilim? Aşkın bir toplumsal eğilim bizde hiç olmamıştır, böyle birşey hâlâ bizde oluşmamıştır... Özgürlüğün ve
insanî yaşamın bizde olgunlaştığından söz edemeyiz, yoksa yanımızda en çok görmek istediğimiz şey kölelikten kurtulmuş diğer insanlar olurdu, oysa biz köleyiz ve kölelere sahip olmak isteriz."

Fichte'nin söyledikleri erkek-kadın ilişkilerinde de geçerlidir. Demek bu ilişki ağını kırmak sadece kadınların görevi değil, erkekler de özgürlüğe kavuşmak için, köle olmaktan kurtulmak için aynı biçimde çaba göstermeliler.

Erkek egemen bir toplumda "bakanlar" sadece erkeklerdir, çünkü bakma eylemi sadece gücü elinde tutanın tekelindedir. Kadınlar ise böyle bir toplumda ikiye ayrılır: Ya yosma(şeytanî)dırlar, ya da ulaşılamayan ulvî bir metafizik... çünkü erkeklerin, kendi-olmayan kadınlara ihtiyaçları var, erkeklerin zihinsel birer imgesi olan kadınlara. Bu iki tip kadın hayata devam etmek için biri birine gerek duyarlar. Edebiyatta bile durum bundan çok farklı değil, orada da
bakan, gören yine erkektir. Kadın bakmaya niyetlenirse, önce kadınlığını unutmak zorundadır. Simone de Beauvoir'ın dediği gibi "Kadınlar, kadın olarak doğmaz, kadın haline getirilir." Kadın
olacak kişi her zaman bakılacağı bilincine varır. Bunu sadece hormonal dengeler kuramına başvurarak açıklamak yetersizdir, asıl hızlandırıcı etken toplumsal denge(sizlik)lerdir. Kadın bu süreçte kendine erkek gözüyle bakmayı öğrenir, kendinden yabancılaşır, iktidar odakları olan erkeklerle özdeşleşir. Sonunda, kazanan, kadın iradesi dışında onun içine sinsice nüfuz edeniktidar olur, kadın iktidarı benimsemeye başlar: Aynı zamanda hem iktidarın öznesi olur,
hem de onun nesnesi.

Bu makineyi durdurmak için ağır bedeller ödemelidir, bunda en ufak bir şüphe yok: Coplanmaktan söz etmiyorum bir tek; yıkılmak, sonsuz bir yalnızlığı kabullenmekten söz ediyorum. Bu bedelleri ödeyenler olmuştur. Hayatı, düzeni, dili yıkmaya çalışan
kadınlardan bahsediyorum:

"
Parçalanmak
en aşağılık zerrelerinden güneşler doğan
o birlik içindeki vücudun sırrıydı
"- Furuğ


Hamid Farazande


MONOKL DERGİSİNDEN İKİ BÜYÜK “LEVİNAS” SAYISI



MonoKL (Mono Kurgusuz Labirent) Oluşumu tarafından yayıma hazırlanan MonoKL Dergisi’nin Uluslararası Levinas özel sayıları çıktı. 14 aylık bir çalışmanın ürünü olan dergiler, uluslararası versiyon ve Türkiye versiyonu olmak üzere iki büyük cilt halinde yayımlandı. Dergilerde uluslararası Levinas uzmanlarının MonoKL’a özel gönderdiği 40 yazı, saygın Levinas uzmanları ile yapılmış 17 söyleşi ve Türkiye’den katılım gösteren 9 akademisyen ile yazarın çalışmaları bulunuyor. MonoKL, derginin çıkışıyla aynı anda, sayının basımına da destek veren İstanbul Fransız Kültür Merkezi 28 Ekim’de Jean-Luc Nancy ile birlikte Demokrasi Fikri konferansını gerçekleştirdi. Aynı anda MonoKL Yayınları da ilk kitaplarını yayımladı. Jean-Luc Nancy Özel Sayısı da Aralık başında okuyucularla buluşacak.

30 Ekim 2010, İstanbul - MonoKL (Mono Kurgusuz Labirent) Dergisi’nin Uluslararası Levinas Özel sayıları yayımlandı. 14 aylık bir çalışmanın ürünü olan sayılar uluslar arası versiyon ve Türkiye versiyonu olmak üzere iki ayrı cilt halinde basıldı. Uluslar arası versiyon Monokl’a özel gönderilen ve ilk kez yayımlanan 60 yazı ve söyleşiden oluşuyor. Türkiye versiyonu ise bu 60 yazının çevirisinin yanı sıra Levinas’ın kendi metinlerinden bir seçkiyi, Zamansız Uzam bölümü altında da Blanchot, Derrida, Marion, Ricoeur, Bernet, Moses gibi büyük ustaların Levinas üstüne yazılarını içeriyor.

MonoKL, derginin çıkışıyla aynı anda, sayının basımına da destek veren İstanbul Fransız Kültür Merkezi ile 28 Ekim’de Jean-Luc Nancy’nin onur konuğu olduğu etkinlikte Demokrasi Fikri konferansını gerçekleştirdi. Jean-Luc Nancy Özel Sayısı da konferans metinlerinin, özel yazıların ve söyleşilerin olduğu bir içerikle Aralık başında okuyucularla buluşacak Konferans hakkında bilgi için: demokrasifikri.monokl.net adresini ziyaret edebilirsiniz.

Dergide birbirinden önemli akademisyen ve yazarların katkıları bulunuyor: Danielle Cohen-Levinas, Alain David, François-David Sebbah, Jean-Michel Salanskis, Gerard Bensussan, Francis Guibal, Rodolphe Calin, Gilles Hanus, Fred Poche, Aicha Messina, Marie-Anne Lescourret, Fabio Ciaramelli, Alphonso Lingis, Marinos Diamantidis, Robert Bernasconi, Richard A. Cohen, Michael B. Smith, Jeffrey Kosky, J. Aaron Simmons, Tina Chanter, Benda Hofmeyr, Jill Stauffer, Howard Caygill, Eric S. Nelson, Rico Sneller, Michel Purcell, R. Clifton Spargo, Rudi Visker, Paul Bercherie, Augusto Ponzio, Ahmet Soysal, Özge Ejder, Önay Sözer, Ufuk Üsterman, Janset Karavin, Mert Bahadır Reisoğlu, Erdem Çiftçi, Nami Başer, Volkan Çelebi, Bernhard Waldenfels.

Türkçe versiyonda ayrıca, Levinas’ın kendi metinlerinden oluşan özel bir seçki ile Jacques Derrida, Maurice Blanchot, Jean-Luc Marion, Paul Ricoeur, Stephane Moses ile Rudolf Bernet’in Levinas üstüne yazıları bulunuyor.

Volkan Çelebi
editor@monokl.net


Independent Literature Journal (Portal) from Turkey

***


Link:

  • FELSEFE NOTLARI
  • 2-felsefe-notlar
    Felsefe Notları; Akşamın sisiyle şafağın ışınları arasındaki ses. Herkes için, Kimse için !

    ***


    P.E.N/TURKEY

    ***


    Hür Yumer
    1

    ***


    ÖMER SERDAR
    mer-serdar

    ***


    ORUÇ ARUOBA
    oruc-aruoba-yasamini-yitirdi-737945-5

    ***


    artist-15
    Enis Batur
    "Benim burada durduğuma bakmayın genç yoldaşım: Burada değilim ben artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı, ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu..."-E.B

    ***


    Leon Felipe
    batuhan-alpugan-leon-felipe1

    ***


    ***


    TELGRAFHANE,SANAT
    Sanat ve Edebiyat

    ***


    MURAT GÜLSOY
    Murat GÜLSOY | 602. Gece [Kendini Fark Eden Hikâye]

    ***


    ÜÇ RENK
    Üç Renk: renkler, düşler, farklı bir deneyim ve üretim!..

    ***


    Kerem Kamil Koç(SubCulturia)
    kkk
    SubCulturia:"New Media Theory Group" Projesini destekler..."

    ***


    Oğuz Atay/Arşiv
    o-uz-atay
    Oğuz Atay / Arşiv (Borges Defteri'nin bu arşivde yer alan önemli belgesi. İlk kez "defter" yayınladı bu belgeyi)

    ***


    Şair Çalışıyor/dergi arşivi
    Şair Çalışıyor/Dergi Arşivi

    ***


    Şiir Penceresi
    "Bir başka bakmak için..."

    ***


    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi
    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi

    ***


    ***


    Mustafa Nazif Fotoğraflar
    Sanat-Fotoğraf

    ***


    "Biri Dergisi- Mustafa Ziyalan
    Sanat-Edebiyat

    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***