Irak'lı Hekim, Prof.Dr. Numan Ali'nin İstanbul Dünya Psikiyatri Kongresine Sunduğu Bildiri’den...
2003 yılında Amerika ve İngiltere Irak’ı Saddamdan kurtarmayı amaçlıyorlardı, oysa ülkenin Amerika tarafından işgal edilmesi ile sonuçlandı.
1990 yılından itibaren Irak halkı ağır bir ambargo kararı altında yaşadı, körfez savaşıyla beraber (1990) ilaç ve gıda ambargosu gerçekleştirildi. Tüm o süreçler Irak halkını gıda ve ilaç konusunda sıkıntılara sürükledi...
Nihayet 2003 yılında büyük saldırı gerçekleşti, savaşın başlamasıyla beraber Irak çapında Ruh sağlığı hizmetleri neredeyse tamamen durma noktasına dayandı.
Çünkü acımasızca gerçekleştirilen saldırılarda sadece acil hastalara tedavi hizmetleri veriliyordu. Önceki rejimin düştüğü gün neredeyse Ruh sağlığı hizmetlerinin de bittiği gün olarak Irak tarihine geçti.
Çünkü o Nisan gününde Bağdat El- Reşat Psikiyatri Hastanesinin tüm hastları Amerika askerleri tarafından zorla boşaltıldı, tüm hastalar sokaklara atıldılar, bu hastalardan bir kısmı sokaklarda öldüler, bir diğer kısımı ise kaybolup gittiler...
2003 Nisan’dan itibaren Irak kaynaklarına göre 120.000 sivil hayatını kaybetti.
Savaştan sonra birçok Amerikalı-Avrupalı ruh sağlığı uzmanı , “stres bozukluğu”tansını araştırmaya gelmiş kişilerdi. Onlar bu araştırmaları yaparken birçok etkeni, olguyu tamamen gözden çıkarmışlardı, kişisel ve kültürel faktörler tamamen ihmal edildi.
Bu hastaları travma kurbanları olarak gördüler, onlar ki bir zamanlar ülkenin sağlıklı vatandaşları sayılıyorlardı. Yapılan bilimsel araştırmalarda Irak halkının %19-20’si travma sonrası stres bozukluğu tanısı aldı. Ayrıca son 3 yıl zarfında halkın %40’ı birden fazla travmatik tecrübeyi yaşadı.
Bugün Irak’ta Depresiyon, Travma sonrası stres bozukluğudan daha yayıgın bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.
Bu ise tamamen işgal ve savaşın getirdiği tümel sonuçlardandır.
İnsanların kişisel güven duyguları yok oldu.
Ülke çapında elektirik yok, su yok, gelecek kaygısı had safhada, en önemlisi güven unsuru kayboldu gitti.
Güvensizlik ise kaygı ve duygu durumu bozukluklarını arttırıyor.
Bunun yanında savaştan sonra bazı psiko-sosyal fenomenlerin yaygınlaştığı görülüyor, organize suç oranında büyük artışlar saptandı, aile-içi şiddet, fuhuş had safhada...
Çocuklarda okul reddi, davranış bozuklukları günden güne artıyor.
Çoğul korkular (Ayrılık korkusu, Karanlık korkusu, Saldırı korkusu,...) ve çok ciddi ölçütte davranım bozukluğu söz konusudur...
İngilizce’den çeviri: Borges Defteri / Moderasyon
Defter’den Irak’lı çocuklara ithafen:
Yaş dökerken daldı çocuk uykuya,
Düşte bir kuş gördü,
Sonra, “desti bulmuş bir adam: yokmuş suyu,Parçalanmış desti: Tam bulmuş kuyu.”
Saygılarımızla,
Borges Defteri